17 Ekim 2011 Pazartesi

Ayrılık

Hayatta en çok korktuğum şey "ayrılık". Ölmek değil; zira ölüm, ayrılık demektir. Ölümün üzücü yanı, ölümün kendisi değil; arkasından ağladığın insanın sonsuz ayrılığıdır, onu bir daha göremeyecek olmandır. Yalnızlıktan daha çok korkarım; çünkü ayrılık, aynı zamanda yalnızlık demektir. 

Hayatta en çok "ayrılık"tan korkarım. Bu yüzden otogarlardan, havaalanlarından nefret ederim. Sonunda ayrılık olan her şeyden nefret ediyorum aslında, ayrılık anına kadar yaşadığım tüm güzelliklere ve keyifli anlara rağmen. Çünkü insan, iyi olanı değil, kötü olanı hatırlar; insan beyni, kötü olanı unutmamaya ve içinde büyütmeye eğilimlidir.  

Ayrılık deyince, insanlar sanır ki bir kadından veya bir adamdan ayrılabilirsin yalnızca. Ailenden, arkadaşından, işinden, bir ülkeden, bir şehirden de ayrılabilirsin halbuki. Alıştığın her şeyden ayrılabilirsin. Zaten asıl mesele o değil mi? Alışkanlıklar. Ayrılığın kendisinden çok, alışkanlıklarından kurtulmak koyar adama; bir gün, üç gün, bir hafta ve belki aylar sürer, belki de asla kurtulamazsın... Sonra yenilerine alışırsın; yeni bir evin olur, yeni bir sevgilin, yeni bir işin. Yeni alışkanlıklar... Bu kadar kolay mı gerçekten, her şeyin yenisine alışmak? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder